21 Ekim 2011 Cuma

KİM KAZANACAK??

HEDEF 'TÜRK SONBAHARI'
Türkiye'nin farklı şehirlerinde birbirinin aynısı kareler yaşanıyor.

Bir yanda şehit cenazeleri diğer yanda terör protestoları.

Başbakan'ın Ankara'da terör zirvesini topladığı saatlerde Başbakanlığın önünde eylem yapılıyordu.

Başbakan ertesi günmedyayöneticilerini toplantıya davet ettiğinde, bu kez binlerce kişi terörü protesto yürüyüşleri gerçekleştiriyordu.

Slogan atarak yürüyenlerin çoğunun lise öğrencisi olması ilginç ve bir o kadar da tehlikeli.

Dünya; son dönemlerde sokakları ve meydanları doldurmuş kitlelerin görüntülerine, Arap ülkelerinden aşina.

Şimdi; Mısır'daki, Tunus'taki, Yemen'deki fotoğraflarla Ankara'daki, Adana'daki, Osmaniye'deki, Manisa'daki fotoğrafları yan yana koyun.

Hepsinde de sokakları doldurmuş tepkili insanlar görüyorsunuz.

Neye tepki gösterdikleri, ne diye bağırdıkları, neyi protesto ettikleri bir yana, ortada sokaklara dökülmüş insanlar var.

Türkiye'nin dört bir yanında sokaklara çıkan vatandaşlar, samimi olarak içlerindeki isyanı haykırıyorlar.

Mısır, Tunus ve Cezayir'deki gençler de aynısını yapıyordu. Hiçbirinin niyeti kötü değildi ama hepsi tepkiliydi.

Arap baharı; o ülkelerin diktatör rejimlerine karşı kalkışılan bir hareketti.

Çünkü bu diktarörler; küresel dizayn yapan uluslararası güçlerin projesiydi.

Türkiye'nin Başbakanı, o ülkelere gitti ve sokaklarda ülkelerinin rejimlerini protesto eden halklara destek verdi.

Şimdi Ortadoğu'yu dizayn eden bu güçler; Türkiye'den, Türkiye'yi yöneten iktidardan ve Başbakan Erdoğan'dan intikam almak istiyor.

"Sen bizim diktatörlerimize başkaldıran halka destek oldun, biz de senin halkını sokağa döküp seni devirtiriz" diyorlar.

Askerlerimizi, polislerimizi ve masum insanlarımızı şehit edip hepimizi sokaklara dökmeye çalışıyorlar.


Türkiye bugün Arap ülkelerine verdiği desteğin benzerini, 1993 yılında, Rusya'dan kopan Ortaasya Türk Cumhuriyetlerine vermişti.

93'teki Ortaasya baharını nasıl Türkiye'de ateşe çevirdilerse, bugün de Arap baharını Türkiye'de kaosa dönüştürme projesi hayata geçirildi.

Ortadoğu ve Arap dünyasındaki bu bahar havası, yıkılan rejimlerin kurucularını rahatsız etti.

Arap dünyasında sokağa dökülmüş halklara destek veren Türkiye'ye, şimdi bunun bedeli ödetilmek isteniyor.

Türkiye'de her ne kadar geliştirilmeye ihtiyacı olsa da, bir demokrasi sorunu yok.

Türkiye'de her ne kadar kıt kanaat geçinen milyonlar olsa da, sokaklara dökülecek kadar ekonomik kriz yok.

Türkiye'de milyonlarca insanı bir anda sokaklara dökmenin tek yolu; terör.

Arap baharıyla yıkılan diktatörlüklerin mimarları, şimdi Türkiye'de halkı sokağa dökerek "Türkiye Sonbaharı" projesini hayata geçirmeye çalışıyorlar.

Sonbaharın ardından da, bu topraklara kışı getirme planları yapıyorlar.

Şehitlerimizin ardından sokağa çıkıp "kahrolsun Pkk, şehitler ölmez vatan bölünmez" diye yürüyen kalabalıklara, "kahrolsun Kürtler" dedirtilmek istenecek.


Sivas, Çorum, Maraş gibi toplumsal tuzakların, vatandaşa nasıl şeker verir gibi gerçekleştirildiğini iyi düşünmeliyiz.

Sokakları adres göstermenin bu zor günlerde Türkiye'ye kazandıracağı birşey yok.

Bütün amaç; bizi kendi içimize hapsetmek ve birbirimize vurdurmak.

Teröre tepkimizi mutlaka koyalım fakat bunu yaparken terörü organize edenlerin istedikleri provokasyon meydanını onlara vermeyelim.

Çok doğru; susmak zor.

Ama İmralı'daki bebek katiliyle birbirlerine çiçek verirken sarmaş dolaş pozları olan Perinçek'in, şimdi adamları teröre lanet eylemleri organize ediyorsa orada durup düşünmek gerekmez mi?

Herkes; çekilmek istendiğimiz bu kirli tuzağı iyi görmeli.


ABDULLAH ABDULKADİROĞLU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder